ODİSSEUS ELİTİS



(2 Kasım 1911, Kandiya, Girit, Yunanistan – 18 Mart 1996, Atina, Yunanistan)

 Gerçek adı Odisseus Alepudelis olan şair, babasının tanınmış bir sabun fabrikatörü olması yüzünden yazarlık hayatına başlarken Elitis adını almıştır.  Öğrenimine Midilli kökenli ailesiyle birlikte yerleştiği Atina’da başladı ve Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. İlk şiirlerini 1935’te Seferis ve Embirikos gibi Ta Nea Grammata adlı dergide yayımladı. Geleneksel Yunan lirik şiirini yenilikçi bir anlayışla canlandırırken Ege’nin doğasından ve folklorundan olduğu kadar Fransız gerçeküstücü şairlerden de yararlandı. 1940-1941 yıllarında Arnavutluk cephesinde İtalyanlara karşı teğmen olarak savaştı. 1948-1952 ve 1969-1971 yılları arasında Paris’te kaldı ve birçok önemli Fransız yazarıyla dostluklar kurdu.
Elitis uzun bir suskunluk döneminden sonra 1959’da başeseri sayılan Aksion Esti’yi yayımladı. Birçok yabancı dile de çevrilen bu uzun şiir 1960’ta Ulusal Yunan Şiir Ödülü’nün Elitis’e verilmesini sağladı ve 1964’te Mikis Theodorakis’in aynı şiiri bestelemesiyle Aksion Esti daha geniş bir hayranlar kitlesine ulaştı. “Yaratılış”, “Çileler” ve “Övgü” bölümlerinden oluşan bu şiir Ortodoks ayinlerinden yola çıkmakla birlikte, öteki dünyanın değil, bu dünyanın gerçekliğini dile getirir. Elitis’in amacı duyular dünyası ile ruh dünyasını bağdaştırmak, geleneksel biçim ve inançlardan yararlanarak insanın çektiği çileleri bugünkü Yunanistan bağlamı içinde yansıtmaktır.
Elitis’in güneş ve deniz tutkusunu savaş yılları ve onları izleyen karanlık dönemler bir ölçüde etkilemişse de, bütün bütüne baltalayamamış, tersine, çevresini karanlık saran dünyayı onun bir şair olarak şiirinin aydınlatıcı damlalarıyla değiştirme isteğini daha da körüklemiştir. Bu istek Aksion Esti’den sonra yayımladığı Gökyüzü İçin Altı Artı Bir Pişmanlık (1960), Işık Ağacı ve On Dördüncü Güzellik (1971), Konstantinos Paleologos’un Ölümü ve Dirilişi (1971), Egemen Güneş (1971), Monogram (1972) Eros’un Ro’ları (1972), Villa Natacha (1973), Üvey Kardeşler (1974) ve Maria Nefeli (1978) adlı kitaplarındaki şiirlerinde de görülür.
Aynı zamanda deneme, eleştiri ve çeviri alanlarında da başarılı çalışmaları olan Elitis, Picasso, Matisse, Leger ve Chagall gibi ressamlar; Éluard, Breton, Char, Michaux ve Ungaretti gibi şairlerle dostluklar kurmuş saygın bir kişiliğe sahiptir. Yunanistan’da Radyo Program Müdürlüğü’nde, ulusal tiyatro bale ve kurumlarında önemli görevlerde bulunmuş, edebiyat ve sanat eleştirisiyle ilgili birçok uluslararası toplantıya katılmıştır.
Yapıtları: Prosanatolismoi, Yönelişler, 1935; Ilios of protos, Önce Güneş, 1943; Asthma İroika ke Penthimo ghia ton Hameno Anthipolochago tis Alvanis, Arnavutluk Cephesinde Ölen Teğmene Ağıt, 1945; To Axion Esti, Değerlidir, 1959; Exi Ke Mia Tipsis Yia Ton Ourano (Gökyüzü İçin Altı Artı Bir Vicdan Azabı, 1960; To Fotodendro ke i dekati tetarti Omorfia, Işık Ağacı ve Ondördüncü Güzellik, 1971; O Ilios o Iliatores, Hükümdar Güneş, 1971; To Monoghramma, Monogram, 1971; Ta Ro Tou Erota, Eros'un Yolları, 1972; Ta Eterothali, Üvey Kardeşler, 1974; Maria Nefeli, 1978; Odysseus Elytis: Selected Poems, Odisseus Elitis: Seçme Şiirler, 1981; Eros, Eros, Eros: Selected And Last Poems, Eros, Eros, Eros: Seçme ve Son Şiirler, 1998, ö.s
Ödül: Elitis 1960’da Akison Esti adlı şiir kitabıyla Ulusal Şiir Ödülü’nü, 1979’da da Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı.
Türkçede Elitis: Üç Kitaptan Şiirler, Çev. Herkül Millas, 1980, Cem, İst.; Görünmez Bir Nisan Ayının Günlüğü, Çev. Herkül Millas, 1991, Bağlam, İst.; Çılgın Nar Ağacı, 1995, Adam, İst., yb. 2010, Can, İst.;

ÇILGIN NAR AĞACI

Kıbleden esen yelin kemerler arasında ıslık çaldığı
Bu beyaz avlularda, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı
Nar dolu kahkahalar atarak aydınlıkta sıçrayan
Rüzgârın inadıyla, fısıltıyla; söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Şafakta yeşeren yapraklarının ışıltısıyla
Bir zafer sevincinin renklerini coşturan?

Çayırda çıplak kızlar sarışın kollarıyla
Yeşil yoncaları biçmek için uyandıklarında -
Uykunun sınırlarında dolaşarak - söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
İçinin saflığıyla kızların yeşil sepetlerini ışığa
Ve adlarını kuş cıvıltılarına boğan, söyleyin,
O çılgın nar ağacı mı dünyanın bulutlu gökleriyle savaşan?

Kendini kıskançlıkla yedi tür tüyle süsleyip
Ölümsüz güneşin bin bir rengine büründüğü gün,
Söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Kaçmaya kalkan atın yüz kamçılı yelesine sarılan,
Hiç acınma, hiç yakınma bilmeden, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Ufuktan şimdi doğan bir umudu haykıran?
Söyleyin, o çılgın nar ağacı mı, bize uzaktan
Serin alevli yaprakların mendilini sallayan,
Doğum sancısı içinde bin bir geminin,
Bin bir kere yükselip alçalan dalgaları
Bilinmedik kıyılara uzanan bir denizdeymiş gibi,
Söyleyin, o çılgın nar ağacı mı, havanın saydamlığında donanıp gıcırdayan?

Başı taa havalarda, ışıyan ve övünen mor salkımlarla,
Tehlikelere açık, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Dünyanın orta yerinde şeytanın fırtınasını ışıkla parçalayan,
Ve günün, üzeri türkülerle işli sırmalı örtüsünü
Boydan boya yayan, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Günün ipek giysilerinden bir anda soyunup kurtulan?

Söyleyin, ilkin büzgülü etekleriyle Nisan'ın,
Sonra yaz şenliğinin ağustosböcekleriyle gülüp oynayan,
Öfkelenen, her türlü gözdağını kara kötülükten arıtıp
Güneşin kucağına esrik kuşlarını serpen,
Söyleyin, o çılgın nar ağacı mı bu, her şeyin,
En gizli düşlerimizin bile üstüne kanat geren?

Çev. Cevat Çapan

YAŞADIM O SEVGİLİ ADI

Yaşadım o sevgili adı
Zeytin ninenin gölgesinde
Uğultusunda bitmeyen denizin

Beni taşlayanlar artık sağ değil
Bir çeşme yaptım attıkları taşlardan
Başına körpe kızlar geliyor
Dudakları şafakları andıran
Saçları geleceğe açılan

Rüzgârın bebekleri kırlangıçlar geliyor
Su içip uçuyorlar, hayat sürüp gidiyor
Düş oluyor düşün öcüsü
İyi burnu dönüyor acı
Hiçbir ses boşa gitmiyor göğün bağrında

Ey ölümsüz deniz nedir fısıldadığın
Erkenden varıyorum sabahki ağzına
Sevginin belirdiği tepede
İsteğini görüyorum yıldız saçan gecenin
Dünyayı bağrına basan günün isteğini

Bin bir zambak ekiyorum hayatın tarlalarına
Ak alınlı rüzgâra bin bir çocuk –
İyilik tüten güzel sağlıklı çocuklar
Ve ufka nasıl bakacaklarını biliyorlar
Ezgilerle yükselirken adalar

Kazıdım o sevgili adı
Zeytin ninenin gölgesine
Bitmeyen denizin uğultusuna.

Çeviri: Cevat Çapan

YEDİ DİZELİK YEDİ GECE ŞİİRİ

I
Art arda düşler geldi
Yaseminin doğum gününe
Art arda geceler
Kuğuların ak uykusuzluğunda

Çiğ yapraklarda doğar
Uçsuz bucaksız gökte nasıl doğarsa
Yıldız parıltısı gibi arı duygu.

II
Uyumlu, yıldızlı geceler sessizliği getirdi
Ardından bir ezgi sardı havayı
Sevgilisi
Büyücüsü yabancı seslerin

Silik bir gölge kaldı geride
Ve onun çatlak güveni
Ve geçmeyen baş dönmesi – orada

III
Bütün serviler gece yarısını gösteriyor
Bütün parmaklar
Sessizliği

Düşlerin açık penceresi dışında
Bir giz
Açıklanıyor yavaş yavaş
Ve renk gibi yıldızlara yöneliyor!

Çev. Cevat Çapan


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sándor Márai

RALF ROTHMANN

JAVİER MARİAS KİTAPLARI